18 Mayıs 2012 Cuma


 ARI KOLONİSİNİ OLUŞTURAN BİREYLER
 
Bal arıları koloni adı verilen topluluklar olarak yaşayan sosyal böceklerdir. Bir arı kolonisinde ana arı, işçi arı ve erkek arı olmak üzere üç değişik tipte birey vardır.
Ana arı ve işçi arılar dişi bireyler olup döllü yumurtalardan gelişirler. Erkek arılar ise dölsüz yumurtalardan gelişirler.
Bal arıları içgüdüleriyle hareket eden canlılar olduğundan aynı çevre koşullarında benzer davranışlar gösterirler. Arı ailelerinde kışın genellikle dişi bireyler vardır. Erkek arılar ilkbaharda yeni sezonla birlikte görülmeye başlarlar.


ANA ARI:   

  
Normal koşullar altında her arı ailesinde sadece bir ana arı vardır ve döllü yumurtalardan gelişir. İşlevi yumurtlayarak yeni generasyonların meydana gelmesini sağlamak, salgıladığı feromon denilen hormonal kokularla kolonideki bireylerin sevk ve idaresini sağlamak, arı ailesini bal sezonuna hazırlamak, işçi arıları polen toplamaya teşvik etmek, koloninin su ihtiyacı vb. bütün işler ana arının kontrolünde gerçekleşir.
Ana arının vücut yapısı ince ve uzun, rengi diğer bireylere göre daha açık, canlı ve parlaktır. Özellikle kolonide yavru yetiştirme aktivitesinin yüksek olduğu dönemlerde karın çok uzundur. Vücudu işçi arılardan geniş, erkek arılardan daha uzundur. Ana arının kanatları işçi arının kanatlarından daha uzundur. Ancak kanat uzunluğu kendi vücuduna oranla kısa olduğundan uçma yeteneği fazla değildir. Özellikle çiftleşme sonrasında uçma yeteneği, vücut büyüklüğünün artmasına bağlı olarak daha da azalmaktadır.
Ana arı genellikle kendisini çevreleyen ve temizliği ve beslenmesiyle ilgilenen bir grup işçi arı arasında görülür. Yaşamı süresince sadece çiftleşme amacıyla kovan dışına çıkar. Kendi kendine beslenemez. Beslenmesi; bakıcı işçi arıların ağzına arı sütü vermeleri şeklinde olur.
Ana arı işçi arıya göre daha uzun ve çentikli kısmında az çentiği bulunan iğneye sahiptir. Bu nedenle iğnesini batırıp çıkararak defalarca kullanabilir. Zehir bezleri oldukça gelişmiştir. Ana arı iğnesini kovandaki rakip ana arılara ve ana arı memelerine karşı kullanır.
Ana arı, ana arı memesi veya ana arı yüksüğü denilen özel bir göz içerisinde gelişir ve kuluçka süresi 16 gündür. Gözden çıktıktan 6-8 gün sonra güneşli, sıcak ve rüzgarsız bir günde ve öğleden sonra çiftleşme uçuşuna çıkar. Salgıladığı feromonla erkek arılar ana arıyı takip ederler ve açık havada uçarken 8-10 erkek arıyla çiftleşir. Çeşitli nedenlerle yeterince erkek arıyla çiftleşemeyen ana arı daha sonraki günlerde 2-3 defa çiftleşme uçuşuna çıkar. Çiftleşmesini tamamlayan ana arı kovanına döner ve 2-3 gün sonra yumurtlamaya başlar. Ana arı günde ortalama 1.500-2.000 adet, iyi koşullarda 2.000-3.000 adet yumurta yumurtlayabilir.
Ana arı feromon adı verilen bazı kimyasal maddeler salgılayarak işçi arıları etrafına çeker, kolonide birliği, düzeni sağlar. Feromon kokusunu algılayan işçi arılar kolonideki işleri düzenle yürütürler. Aynı zamanda bu feromonlar işçi arıların yumurtalıklarının gelişmesini ve kolonide yeni bir ana arı yetiştirmelerini önler.Ana arıların salgıladığı feromonlar arıların vücut teması ve gıda bölüşümü yoluyla kolonideki bütün bireylere ulaştırılır. Herhangi bir nedenle anasız kalan ve ana yetiştirme olanağı bulunmayan bir kolonide işçi arılardan bazılarının yumurtalıkları gelişerek yalancı ana meydana gelir. Yalancı analar dölsüz yumurta bırakırlar.
Ana arıların ortalama yaşam süreleri 3-5 yıl olmakla beraber 7 yıla kadar yaşayabilirler. Ancak artan yaş ile birlikte giderek daha az yumurtlarlar ve daha fazla oranda dölsüz yumurta bırakırlar. Bu nedenle teknik arıcılıkta genç, sağlıklı ve verimli ana arılarla çalışmak esastır ve ana arılar 1-2 yılda bir değiştirilirler.
İŞÇİ ARILAR:

Döllenmiş yumurtalardan meydana gelirler. Koloninin gücüne ve mevsime bağlı olarak kolonide işçi arı sayısı değişir. Kolonideki işçi arı sayısı kış aylarında 10.000-15.000 arasında değişirken, ilkbaharda sayıları daha da azalır. Baharın ilerleyen dönemlerinde sayıları giderek artar ve yaz aylarında kolonilerde çeşitli faktörlere bağlı olarak 60.000-80.000 adet işçi arı oluşabilir. Kolonilerin gücü sahip oldukları işçi arı varlığı ile belirlenir.
Normal koşullar altında yumurtlama hariç kolonideki bütün işler olağanüstü bir işbirliği halinde işçi arılar tarafından yapılır. İşçi arıların kolonide sorumlu oldukları işlerden başlıcaları; kovan temizliği, balmumu salgılama ve petek örme, arı sütü salgılama ve yavruların bakımı, kovanın havalandırılması, ana arının bakımı ve beslenmesi, kovan bekçiliği, kovana nektar, polen, propolis ve su taşınması ve balın olgunlaştırılmasıdır.
Ömürleri kısa olup ağır bir çalışma temposu ve yıpranma nedeniyle ilkbahar aylarında ve yaz başlarında meydana gelen işçi arılar 35-40 gün yaşarken, yaz sonu ve sonbahar başlarında meydana gelenler daha uzun süre yaşarlar.
Kuluçka süresini tamamlayıp petek gözünden çıkan işçi arıların görevi hemen başlar.
Kovan İçi Görevleri
- 0-3 günlük yaşlarında kendisini temizler, besleyici arılardan yiyecek alarak beslenir, yavru gözlerini temizler ve yavrulu gözler üzerinde dolaşarak kuluçka sahasında gerekli sıcaklığın oluşmasını sağlarlar.
- 3-6 günlük yaşta, petek gözlerinden aldıkları çiçek tozu ve bal ile hazırladıkları karışımla yaşlı larvaları beslerler.
- 6-12 günlük yaşta, arı sütü salgılamaya başlarlar ve genç larvaları beslerler. Çevreyi tanıma uçuşlarına çıkarlar. Uçuş eğitimi ve kovan çevresinde uyum uçuşları yaparlar.
- 12-18 günlük yaşta, balmumu üretir ve petek örerler. Ayrıca kovan temizliğiyle de uğraşırlar.
- 18-20 günlük yaşta, kovan uçuş deliğinde ve uçuş tahtası üzerinde nöbet tutarak kovan bekçiliği yaparlar, koloniyi yabancı arılara ve yaklaşan her türlü tehlikeye karşı korurlar.
- 20. gününü tamamlayıp 21 günlük olan işçi arılar artık bütün deneyimlerini kazanmış ve kovanına gıda taşıma yeteneğine ulaşmışlardır. Açıklanan bu üç haftalık kovan içi temizliklerinden sonra ömürlerinin geri kalan kısmında kovan dışında ve arazide çalışarak kovana nektar, polen, propolis ve su taşırlar. Kovan dışı bu görevleri yapan arılara "tarlacı arılar" denir.
Polen Taşıma:
Arıların beslenmesi için özellikle yavru büyütme için mutlaka polene ihtiyaç vardır. Polen, protein, yağ, vitamin ve mineral madde kaynağıdır. Polen olmadan koloni kuluçka faaliyetini sürdüremez.
Arılar birkaç çiçeği dolaştıktan sonra vücudu üzerindeki poleni orta bacağındaki tüyler vasıtasıyla arka bacaklarında bulunan polen sepetine aktarılarak kovana getirir ve petek gözüne bırakır. Kovan içi hizmeti gören genç işçi arılar bu poleni göz içerisine çene ve başı ile yerleştirir ve dili ile de nemlendirir.
Bir polen yükü olan iki topu yapabilmek için 50-100 çiçek ziyaret edilmesi gerekir. Bir petek gözün polenle dolması için 1500 yonca çiçeğinin ziyaret edilmesi gerekmektedir. Polen toplamak için günlük uçuş sayısı ortalama 6-8 olmasına rağmen bu sayı 45'e kadar çıkmaktadır. Bir polen yükünün ağırlığı 12-25 mgr arasında değişmektedir.
Nektar Taşıma :
Arıların bal yapmak üzere çiçeklerden topladıkları şekerli sıvıya nektar (bal özü) diyoruz. Arı bir çiçekte nektar olup olmadığını diliyle belirler. Ayrıca nektarın kokusunu da algılayarak nektar olup olmadığını anlar. Arı nektarı bulduğu anda hızla kursağına çeker, kursağını dolduruncaya kadar çiçekleri dolaşır. Küçük çiçeklerden 1000-1500 çiçek ziyaret edilerek kursağını doldururken büyük çiçeklerden bazen 100 ziyaretle kursağını doldurabilmektedir.
Nektar taşıyan arının 1 günlük sefer sayısı ortalama 8-10 seferdir. Bu sayı 24'e kadar çıkmaktadır. Arının bir seferde taşıyabildiği nektar miktarı 70 mgr.dır.
Nektar taşıyan arı kovan içerisine girdiği zaman nektarı kovan içinde görevli arı veya arılara aktarır, onlar da kovan içinde petek gözlerine yerleştirir.
Nektarın bala dönüşümü için hem fiziksel hem de kimyasal değişime ihtiyaç vardır. Fiziksel değişim suyunun azaltılması, kimyasal değişim de nektar şekeri sakarozun enzimlerle glikoz ve früktoza indirgenmesidir.
Su Taşıma ve Depolama :
Yaşayan bütün organizmaların suya ihtiyaç duymaları gibi arılar da suya ihtiyaç duyarlar. Ayrıca arılar suyu balın sulandırılmasında, kovan içini serinletmekte ve kovan önünü nemlendirmekte kullanmaktadırlar. Suyu kovana taşıyan arılar kovan içine geldiklerinde, getirdikleri suyu diğer arılara aktarırlar. Sadece bir arıya aktarabileceği gibi 18 arıya kadar dağıttığı da görülmektedir.
Sıcak ve kurak havalarda suyu polen ve nektar gibi depolamaktadır. Su depolama işi peteğin üst kısmına, bal mumu ile yapılan küçük bölmelere depolanır.
Su taşıyan arılar 1 günde ortalama olarak 50 sefer yaparlar. Kovana taşınan su miktarı ortalama 25 mgr olup 50 mgr.a kadar çıkabilir. Dolayısıyla bir arı bir günde 1250 mgr su taşımaktadır. Böylece kovana 1 litre su taşınabilmesi için 800 arının su taşıması gerekir.
Propolis Toplama :
Propolis toplayan arılar kaynağı bulduktan sonra çenesi ile ısırır, ön bacakları yardımıyla koparır ve polen sepetine atarak kovana getirir. Kovan içerisinde diğer arılar propolisi çekerek küçük parçalar halinde alıp istedikleri yerlere özenle yapıştırırlar. Arılar propolisi kovan çatlaklarını kapatmakta kullanırlar.
ERKEK ARILAR:
Döllenmemiş yumurtalardan gelişen erkek arılar koloninin en iri bireyidirler. Çevre koşullarına ve koloninin gücüne bağlı olarak kolonilerde Nisan, Mayıs aylarından itibaren erkek arıları görmek mümkündür.
En çok oğul mevsiminde görülen ve tombul yapılı olan erkek arıların boyu ana arının boyu kadar uzun değildir, fakat işçi arılardan ve ana arıdan daha geniş ve iridir. Erkek arılar çok kısa bir dile sahiptir. Bu nedenle çiçeklerden nektar alamaz. İğneleri olmadığından kendilerini de koruyamazlar.
Kolonide erkek arı miktarı sezona ve kolonideki koşullara bağlı olup oğul mevsiminde sayıları 500-2.000 arasındadır. Koloniler ilkbahar ve yaz başlarında erkek arı yetiştirmeye başlarlar. Geç sonbaharda ve kış aylarında normal koşullarda kolonilerde erkek arı bulunmaz. Son derece tembel ve obur olan erkek arıların başlıca görevi çiftleşme uçuşuna çıkan dölsüz ana arılarla çiftleşmektir. Erkek arı dölsüz ana arıyı havada yakalar ve onunla çiftleşir. Ana arıyla çiftleşen erkek arı çiftleşme organını kaybeder ve ölür. Ortalama yaşam süresi 55-60 gündür.
İşçi arılar ergin erkek arıları koloniden atmak veya erkek arı yumurta, larva ve bazen de pupaların bir kısmını tahrip etmek suretiyle kovandaki erkek arı sayısını düzenlemektedir. Erkek arı yumurtalarının ancak % 50-56'sının ergin arı olarak gelişmesine fırsat verilir.
Erkek arılar 4 günlük olduklarında uçuş faaliyetlerine başlar fakat genellikle 5-7 günlükken uçarlar. Erkek arılarda en yoğun uçuş aktivitesi saat 14-16 arasındadır. Erkek arılar genellikle sıcaklık 18-20 oC'nin üzerine çıkmadıkça uçmazlar. Uçuş amacı çevreyi tanıma, dışkılamak veya çiftleşme olabilir. Günde ortalama uçuş sayısı 2-4 olup bu sayı 17'ye kadar çıkabilir. Uçuşa çıkmadıkları zamanlarda kovanda yavrulu çerçeve üzerinde dururlar.

KOVAN YERİNİ DEĞİŞTİRME
Arı kovanlarının yerini problemsiz olarak ancak arıların faal olmadığı günlerde değiştirebiliriz. Dışarı çıkan arılar geri döndüklerinde kovanlarını bulamazlarsa eski kovanlarının olduğu yere konarlar ve telef olurlar. Arılar 3 gün dışarı çıkmadıklarında kovanlarının yerini unuturlar. 5 kilometre uzağa götürülen kovandaki arılar da artık eski yerlerine dönemezler.
Uzun mesafeli bir yere taşınacak olan kovanların, bütün arılar içerde oldukları bir zamanda uçma delikleri hava almayı engellemeyecek bir şekilde kapatılır. Gerekli önlemler alınarak kovanlar yeni yerlerine götürülür. Eğer gidilen mesafe 5 kilometrenin altındaysa arıların eski yerlerine dönme ihtimalleri gözardı edilmemelidir. Arıların dönüşünü engellemek için en az 2 gün arıların dışarı çıkmasına izin verilmez. Bu süre zarfında kovan havalandırmasının olmasına ve arıların susuz kalmamasına dikkat edilir.
Eğer yer değiştirme arılık içinde yapılacaksa, hava sıcaklığının az olduğu ve arıların uçuşa çıkmadığı bir günde, kovan uçma deliğini kapatarak kovanı fazla sarsmadan yerinden alıp yeni yerine götürebiliriz. Havalar ısındığında dışarı çıkan arılar artık eski yerlerini unutmuş olurlar. Yer değiştirme işini özellikle kışın karlı günlerde yapmak risklidir. Çünkü sarsıntı sebebiyle kovan dip tahtasına düşen arılar soğuğun etkisiyle bir daha arı salkımının arasına giremezler ve ölürler.
Eğer arıların faal olduğu bir dönemde kovan yerini değiştirmek gerekiyorsa
bu hemen yapılmaz. Kovan götürülmek istenen yere doğru her gün 20 cm
kadar kaydırılır. Böylece kovan yeni yerine yavaş yavaş götürülmüş olur.


ARI BİRLEŞTİRME

İki ya da daha fazla kovandaki arayı, tek kovanda toplama işine arı birleştirme denir. Arı kovanlarını birleştirme iki nedenle yapılır. Birincisi anası ölmüş kovanlar anası olan bir kovanla birleştirilerek sönmeleri önlenir. İkincisi ise zayıf iki kovan birleştirilerek tek ve güçlü bir koloni oluşturulur. Arılıkta her zaman çok sayıda zayıf kovan yerine, az sayıda güçlü kovan bulundurmak daha avantajlıdır. Güçlü kovanlar hastalıklara ve zararlılara karşı daha dirençli olur. Bal toplama mevsiminde arı sayısı fazla olan kovan daha çok bal taşır. Ayrıca güçlü kovanlar kış şartlarına daha iyi dayanır.
Birleştirilmesi düşünülen iki kovanın birbirlerine olan yakınlık mesafesi yavaş yavaş azaltılır ve yanyana getirilir. Hava koşullarının izin verdiği müsait bir akşam üstü, bütün arılar kovanlarında olduğu bir zamanda birleştirme işlemine başlanır.
İki ya da daha fazla sayıdaki arı kolonisini birleştirmenin bir çok yöntemi vardır; gazete kağıdı ile birleştirme, elek teli ile birleştirme, un ile birleştirme gibi. Ama en pratik ve zahmetsiz birleştirme şekli koku ile birleştirme usulüdür.
Bilindiği gibi arılar yabancı arıları kokularından tanırlar. Birleştirilen iki arı kolonisinin kavga etmemesi için kokularının aynı olması gerekir. Bunun için içine koku katılmış şerbet iki kovanın içine de püskürtülür. Ya da oğul kokusu ya da benzeri arıların rahatsız olmayacağı kokuya batırılmış bir parça pamuk iki kovana da konarak bir süre beklenir. Hatta çok az sıkmak kaydıyla insanların kullandığı normal parfümle de bu bu amaçla kullanılabilir.
İki koloninin kokusu da birbirinin aynısı olduktan sonra daha zayıf olan

kolonideki çerçeveler arılarıyla birlikte alınarak, diğer kovanın içine

yerleştirilir. Eğer iki kolonide de ana arı varsa, daha genç ve sağlıklı

olanı bırakıp diğer anayı öldürmek gerekir. Analardan birisini

öldüremezsek iki ana kavgaya tutuşur ve muhtemelen genç ve güçlü

olan ötekini öldürür. Arılar birleştirildikten sonra bir kaç gün

beslenirlerse hiç kavga etmeden ortak yaşamlarına problemsizce

devam ederler.

ANA ARI VERME YÖNTEMLERİ
 Gerek koloni ana arılarının değiştirilmesi gerekse kovan sayısını çoğaltmak amacıyla yeni oluşturulan kolonilere ana arı kazandırılmasında değişik yöntemler uygulanabilmektedir.
Küçük koloniler yeni bir ana arıyı daha kolay kabul ederken güçlü koloniler benzer kolaylıkla kabul etmeyebilirler. Ana arı kabulüne kovan içi ve dışı şartlar etkilemekle birlikte yumurtlayan bir ana arı yumurtlamayan bir ana arıya göre daha kolay kabul edilir.
Yeni bir ana arı verilecek koloninin eski ana arısı dışarı alınıp öldürülmelidir. Ana arısı daha önceden herhangi bir nedenden dolayı yok olmuşsa bu kolonide bulunan ana arı yüksükleri bozulmalıdır.


ana arı yüksükleri
 Bu işlemlerden sonra bir koloniye ana arı kazandırmanın en emin yolu ana arının kafes içinde verilmesidir. Bu amaçla ana arı kafesi, arıların yoğun bulunduğu yavrulu iki çerçeve arasına kafesin delikleri (aralıkları) çerçeve boşluğuna ve kafesin kekli bölmesi kovan tabanına bakacak şekilde yerleştirilir. Kafesin kek içeren kenarındaki ince kısım kesilerek arıların keki yemesi sonucu ana arının kendiliğinden serbest kalması ya da ana arı kafesinde kesme işlemi yapmadan ana arının koloniye verilişinden iki gece sonra kafesin çerçeveler üzerinde arıcı tarafından açılarak
 ana arının serbest kalması sağlanır

11 Mayıs 2012 Cuma


VARROA HASTALIĞI

Varroosis, “Varroa Jacobsoni Oudemans” Adı Verilen Arı Akarının Sebep Olduğu;Arılarda Kanat Ve Bacaklarda Deformasyon,Kısa Bacaklılık,Kısa Karınlılık Gibi Vücut Anomalileri Ve Ergin Arılarda Düşkünlük,Verim Düşüklüğü Gibi Semptomlarla Kovanlarda Sönmeye Varan Etkiler Oluşturan,Kolaylıkla Bir Kovandan Diğerine Bulaşabilen,Diğer Hastalıklara Zemin Hazırlaması İle De Oldukça Önem Arz Eden Bir Hastalıktır.

Varroosis,İhbarı Mecburi Hastalıklardandır.

picture

Varroanın Dişisi Oval Görünümde Ve Koyu Kahve Renktedir.Vücut Uzunluğu 1.1-1.3 Mm,Eni İse 1.5-1.7 Mm Arasında Değişmektedir.Vücudun Alt Kenarı 4 Çift Bacak İle Çevrilidir.Ağız Yapısı Sokucu Ve Emicidir.Gerek Ergin Gerekse Larva Ve Pupa Döneminde Arının Kanını Emerek Beslenir.Bu Nedenle Arıya Her Dönemde Zarar Verir.Erkek Varroa,Sarı-Gri Renkte Yuvarlak Görünümlü,Dişi Varroaya Oranla Daha Yumuşak Bir Kitin İle Kaplıdır.Erkek Varroalar Dişi İle Çiftleşme Sonrası Öldüklerinden Yetişkin Arı Üzerinde Görülmezler.

Varroanın Kolonilerde Üremesi İlkbahar Kuluçka Faaliyetiyle Birlikte Başlar.Sonbaharda Bu Faaliyetin Sona Ermesine Kadar Sürer.Kışı Yalnızca Ergin Dişiler Geçirir.Varroanın Üreme Ve Gelişmesi Kapalı Yavru Gözlerinde Gerçekleşir.Ergin Dişiler Yavru Gözlerinin Kapanmasından Hemen Önce Bu Gözlere Girerek İki Gün Sonra Yumurta Bırakmaya Başlarlar.İlk 24 Saatte Yumurtalardan 6 Bacaklı Larvalar Çıkar Ve Tüm Gelişim Erkeklerde 6-7 Günde,Dişilerde İse 8-10 Günde Tamamlanmaktadır.Gelişimini Tamamlayan Varroalar Kapalı Yavru Gözü İçinde Çiftleşirler.Çiftleşmeden Hemen Sonra Erkek Ölür.Dişiler İse Beslenmeyi Sürdürerek Arıların Gözden Çıkması İle Birlikte Gözü Terk Ederler.

picture

HASTALIĞIN KOVANDA YAPTIĞI ZARARLAR

1) Varroa,Larva,Pupa Ve Erginlerin Hemolenfleri İle Beslendiğinden,Yavru Arılar İyi Gelişemez.Erginler İse Güçsüzdür Ve Uçamazlar.Parazitten Kurtulmak İçin Çırpınır Ve Huzursuz Olurlar.

picture

2) Arı Ailesindeki Erkek Arı Sayısı Belirgin Bir Şekilde Düşer.Erkek Arıların Çiftleşme Yeteneği Azalır.

3) Ana Ve İşçi Arıların Ömürleri Kısalır.İşçi Arılar Normalden Küçük Olur.Özellikle Pupa Döneminde Önemli Ölçüde Canlı Ağırlık Kaybı Olur.

4) Gözden Çıkan Genç Arılarda Kanatsızlık,Tek Veya Kısa Kanatlılık,Eksik Bacak,Kısa Karın Gibi Anomaliler Görülür.

5) İşçi Arıların Yavru Bakımı Zayıflar Ve Buna Bağlı Olarak Ananın Yumurtlama Kapasitesi Azalır.

6) Petek Gözlerinde Ölü Larva Sayısı Fazla İse,Arılar Bunları Dışarı Atamazlar.Bu Nedenle Gözlerde Kuruyan Larvalar Avrupa Yavru Çürüklüğü Benzeri Belirtileri Oluştururlar.Ancak Koku Yoktur.Mühürlenmiş Petek Gözlerinin Kapakları Koyu Renklidir.Delikler Oluşmuştur.Fakat İçeriye Çökük Değildir Ve Çevresi Beyazlaşmıştır.

7) Varroaların Beslenmesi Sırasında Açtıkları Yaralar.Çeşitli Hastalık Etkenleri İçin Elverişli Bir Ortam Oluşturur.Arıların Hastalıklara Karşı Direnci De Azalır.Özellikle Direnç Düşüşü Sonrası Meydana Gelen Akut Paralizis Virüsüne Duyarlılığın Artışı Dikkat Çekicidir.

picture

8) Varroadan Dolayı Zayıf Düşen Koloniler Yağmalanırlar.

9) Arılar Huzursuz Oldukları İçin Bazen Kış Salkımı Yapamazlar.

HASTALIĞIN TEŞHİSİ

Varroa Jacobsoni İşçi,Erkek,Kraliçe (Ana) Arıların Üzerinde,Üreme Gözesinde,Balmumu Artıkları Yada Polende,Kovanın Zemini Ve Uçuş Yerinde Aranmalıdır.

Varroa İle Bulaşık Kolonilerde Hastalığın Gelişmesinde Genellikle Üç Dönem Görülür:

picture

Birinci Dönem: Kolonide Çok Az Sayıda Parazit Vardır Ve Herhangi Bir Hastalık Belirtisi Görülmez.

İkinci Dönem: Nispeten Daha Kısa Sürelidir Ve Bu Dönemde Tek Tük Varroalar Görülmeye Başlar.Ancak Bu Durum Kovanda Çok Sayıda Parazit Olabileceğini Gösterir.Kolonide Huzursuzluk,Verimde Düşüklük,Kanatlarda Atrofi,Karında Siyahlaşma Gibi Belirtiler Dikkati Çekmeye Başlar.

Üçüncü Dönem: Artık İleri Bir Enfestasyon Ve Hastalık Tablosu Söz Konusudur.Hemen Hemen Her Arıda Bir Veya Daha Fazla Sayıda Parazit Mevcuttur.Yavru Ve Erginlerde Ölüm Yüksek Oranda Görülür.Bu Durumdaki Koloniler Genellikle Sönerler.

Klinik Muayenede Uygulanan Metotlar:

1) Canlı Ergin Arıların Üzerleri,Kapalı Yavru Gözleri (Özellikle Erkek Arı Gözleri),Kovan Dip Tahtası İle Üzerindeki Balmumu Ve Diğer Artıklar Dikkatli Bir Şekilde Kontrol Edilmelidir.Dikkatlice İncelenecek Olursa,Parazitleri Ergin Arılar Üzerinde Görmek Mümkündür.2) Pratikte Uygulaması Çok Kolay Olan Kesin Teşhis Yöntemleri Şunlardır:

Kovan Açıldıktan Sonra Kovanın Orta Çerçevelerinden Biri Alınarak,Boş Bir Yem Çuvalı Veya Bez Üzerine Arıcı Fırçası İle Yaklaşık 150-200 Adet Arı Silkelenir.Oradan Da Boş Bir Kavanoza Arılar Aktarılır.Kavanozun İçine Biraz Eter Püskürtülür Ve 5-10 Dakika Kavanoz Çalkalanır.Arılarda Bulunan Varroalar Ayrılırlar Ve Bir Kısmı Kavanozun İç Yüzeyine Yapışır.Ölen Arılar Beyaz Bir Kağıt Üzerine Çıkarılır.Arılar Ve Varroalar Sayılarak Arı Başına Düşen Akar Sayısı Da Saptanır.

Diğer Bir Yöntem De,150-200 Adet Arı,İçinde Sıcak Su (50 ºC) Bulunan Kavanoza Konur.Arada Bir Çalkalanır.Yaklaşık 10 Dakika Sonra Arılar Kavanozdan Alınır.Kalan Tortu Parazitler Yönünden Kontrol Edilir.

3) Ergin Arı Örnekleri Alınarak İçerisinde Deterjan Solüsyonu,Hexane,Gazyağı,Mazot,Ethanol Veya Alkol Gibi Maddelerden Birisi Bulunan Bir Kavanoz İçine Konur.1-30 Dakika Kadar Kavanoz Çalkalandıktan Sonra Arılar Çıkarılır Ve Kavanozdaki Mayi Tülbent Üzerine Dökülerek Süzülür.Tülbent Üzerindeki Akarlar Alınır.Bu Yöntemle De Arı Başına Düşen Akar Sayısı Saptanabilir.

4) Kovanın Dip Tahtası Üzerindeki Döküntülerden Akarın Kolayca Ayrılmasını Sağlamak Üzere,Özgül Ağırlığı Sudan Hafif Olan Yemeklik Sıvı Yağlardan Yararlanılır.Bir Kavanoz İçinde Bulunan Sıvı Yağa Kovan Dip Tahtasındaki Artıklar (1 Kısım Döküntü,10 Kısım Yağ İçine Boşaltılıp Bir Çubukla İyice Karıştırılmalıdır) Atılır.Çeşitli Artıklar Hızla Dibe Çökerken,V.Jacobsoni,Braula Coeca Ve Bazı Kitinli Parçalar Yağın Üzerinde Toplanır.Belirli Dönemlerde Kovan Dip Tahtası,Balmumu Artıkları,Ölü Arılar Dikkatlice Mikroskop Altında Veya Büyüteçle İncelenmelidir.

5) Kapalı Yavru Gözlerinde Varroa Bulunup Bulunmadığını Tespit Etmek İçin,Erkek Ve İşçi Arı Gözleri İnce Uçlu Bir Pensle Açılarak Larvalar Dikkatlice Dışarı Çıkarılır.Büyüteç Yardımıyla Larvalar Ve Petek Gözleri İncelenir.Böylece Varroanın Gelişme Dönemleri De (Larva,Protonimf,Deutonimf) Görülebilir.

6) Kovanda Bal Olmadığı Dönemlerde Bir Tabaka Beyaz Karton Veya Plastik İle Delik Büyüklüğü 2 Mm Veya Biraz Daha Büyük Kafes Teli,Aralarında 6 Mm Kalacak Ve Kafes Teli Üstte Olacak Şekilde Tutturulur Ve Bir Çerçeveye Bağlanır.Bu Çerçeve Larva Bulunan Peteklerin Altına Yerleştirilir.Fumigant Bir Akarisit Kullanılmasından 30-40 Dakika Sonra Yetişkin Arıların Vücudunda,Üreme Gözlerinde,Balmumu Artıklarında,Kovanın Diğer Artıklarında Ve Kovan Tabanına Yerleştirilen Beyaz Karton Üzerinde Parazit Aranmalıdır.Varsa Ölü Akarlar Kafes Telindeki Deliklerden Geçer Ve Kağıt Üzerine Düşerler.Kafes Telinin Görevi Arıların Düşen Akarları Temizlemesine Engel Olmaktır.Böyle Uygulamalar Akar Ölümlerinin Çok Olduğu Sonbahar Ve Yaz Aylarında İyi Sonuç Vermektedir.Ayrıca Bu Yöntemle,Enfestasyonun Az Olduğu Kolonilerdeki Parazitlerin Tespiti De Mümkün Olmaktadır.Bu Sonuncu Uygulama,Yaz Aylarında Arılar Kovana Girdikten Sonra Akşam Saatlerinde Yapılır.Ertesi Gün,Kağıt Ve Kafes Telinin Tutturulduğu Çerçeve Çıkarılarak Ölü Akarların Varlığı Tespit Edilir.

TEDAVİ

Varroanın Gerek Yayılma Yollarının Çokluğu,Gerekse Koloni Biyolojisine Çok İyi Adapte Oluşu Mücadeleyi Zorlaştırmaktadır.Parazitle Mücadelede Fiziksel,Biyolojik Ve Kimyasal Çeşitli Yöntemler Denenmektedir.Fiziksel Ve Biyolojik Mücadele Arıların Kovana Bal Nektarı Getirdiği Dönemde,Kimyasal Mücadele İse Balın Hasadından Sonra,Yavrunun En Az Olduğu Dönemde Yapılır.

1) FİZİKSEL MÜCADELE

Fiziksel Mücadele,Varroaların Kovan İçi Uygun Yaşam Koşullarını Belirli Bir Süre Değiştirmek Amacıyla Uygulanan Isı Uygulamalarıdır.Özel Hazırlanmış Kovanlarda Kovan Sıcaklığı Yapay Yollarla,Kontrollü Olarak 46 ºC’ye Çıkartıldığında,Akar Bu Sıcaklıkta % 74-98 Oranında Ölerek,Kovan Dip Tahtasına Düşmektedir.

Kimyasal Bir Bileşik Kullanılmaması,Balda Kalıntı Sorununu Ortadan Kaldırmaktadır.Ancak Bu Yöntem Pahalı Ve Dikkat İsteyen,Herkesin Kolaylıkla Uygulayabileceği Bir Yöntem Değildir.

2) BİYOLOJİK MÜCADELE

Bilindiği Gibi Dişi Varroalar İlkbahar Döneminde Yumurta Atmak İçin Erkek Arı Gözlerini Tercih Ederler.Bu Dönemde Kolonilere Üzerinde Erkek Arı Gözü Bulunan Petekler Verilerek Dişi Varroaların Erkek Arı Gözlerinde Toplanması Sağlanır.Bu Gözler Kapandıktan Sonra Kovandan Çıkartılarak İmha Edilir.Böylece Dişi Varroanın Bu Dönemde Attığı Yumurtalar Ve Kendisi Erkek Arı Pupaları İle Birlikte Yok Edilmiş Olur.Bu Dönemde Koloniye Yarısı Kesilmiş Petekli Çerçeve Verildiğinde,Arılar Peteğin Alt Kısmına Erkek Arı Gözlü Yeni Petek Örerek Tamamlarlar.Varroalar Erkek Arı Gözlerinde Çoğalmayı Tercih Ettiklerinden Gözlerin Kapanmasından Hemen Önce Bu Gözlere Girerler.Bu Gözlerin Kapanmasından Sonra Erkek Arı Gözlü Petek Kesilerek İmha Edilir.Bu Yöntemle Kolonideki Varroa Miktarını Azaltmak Mümkündür.Ancak Aynı Zamanda İşçi Arı Gözlerinde De Çoğalan Varroalar Etkinliğini Sürdürür.

Bir Başka Mücadele Yöntemi,Nektar Akımı Döneminde İşçi Arı Gözleri İçerisine Bırakılan Varroa Yumurtalarını Yok Etmeye Yönelik Çalışmadır.Bu Yöntemde Koloninin Ana Arısı,Ana Arı Izgarası Kullanılarak Bir Çerçeveye Hapsedilir Ve Böylelikle Bütün Varroa Yumurtalarının Bir Petekte Toplanması Sağlanır.Bu Petek Kapalı Yavru Döneminde Kovandan Çıkartılarak İmha Edildiğinde Kovandaki Varroa Yumurtalarının Tamamı Yok Edilmiş Olur.Bu Yöntemin Dezavantajı Her Dönemde Uygulanamaması Ve Koloni Gelişimini Kısmen Engellemesidir.

3) KİMYASAL MÜCADELE

Akarisid Özelliğe Sahip Çeşitli Kimyasal Maddelerle Yapılan Mücadeledir.İlaç Uygulamalarında Şu Noktalara Dikkat Edilmelidir:

1) Laboratuar Testlerinden Geçirilmemiş,Arı Ve İnsan Sağlığı Üzerinde Olumsuz Etkisi Olan Kimyasal Maddeler Kullanılmamalıdır.

2) İlaçlar Mutlaka Tarif Edildiği Şekilde Ve Uygun Dozda Kullanılmalıdır.

3) Bal Hasadı Döneminde Kesinlikle İlaçlama Yapılmamalı,Erken İlkbahar Ve Geç Sonbaharda İlaçlama Yapılmalıdır.

4) İlaçlama Genellikle Hava Sıcaklığının 14 ºC’nin Üstünde Olduğu Günlerde Ve Arıların Kovana Döndükleri Tercihen Akşam Saatlerinde Yapılmalıdır.

5) Kovanda Bölme Tahtaları Varsa İlaçlama Sırasında Çıkartılarak Arıların Serbest Hareket Etmeleri Sağlanmalıdır.Fumigant Şeritlerin Alevli Yanmamasına Dikkat Edilmeli,Uygulama Sırasında Maske,Eldiven,Gözlük Takılmalıdır.

Bu Kapsamda Erken İlkbahar Ve Özellikle Geç Sonbahar Döneminde Tarım Ve Köyişleri Bakanlığı Tarafından Bal Arıları İçin Bu Amaçla Ruhsatlandırılmış Ve Veteriner Hekim Reçetesi İle Satılacak İlaçlar Kullanılmak Suretiyle Düzenli İlaçlama Yapılmalıdır.Bu Şekilde Balda İlaç Kalıntısının En Aza İndirgenmesi De Temin Edilmiş Olacaktır.

Ayrıca Coğrafi Durum Ve İklim Şartları Çerçevesinde Aynı Bölgedeki Tüm Arılıkların Da Eş Zamanlı Olarak İlaçlanması Sağlanmalı Ve Bu Denetlenmelidir.

Münavebeli Olarak İlaç Kullanımının Sağlanması,Varroaların Bu Kimyasallara Direnç Kazanmasının Önlenmesi Açısından Çok Önemlidir.Çünkü,Az Sayıdaki Akarın Dirençliliği Bile Dirençli Popülasyonların Oluşmasına Neden Olabilmektedir.

LABORATUVARA MARAZİ MADDE GÖNDERME

Hastalıktan Şüpheli Çerçevelerden 10x10 Cm Ebadında Usulüne Uygun Olarak Kesilmiş Tercihen Kapalı Yavru Gözlerinin Bulunduğu Petek Parçaları,Kontrplaktan Veya Tahtadan Yapılmış Kutularda,Hasta Ve Ölmüş Arılar İle Kovanlardan Toplanan Artık Maddeler (Dip Tahtası Üzerindeki Döküntülerden Toplam 200 Gr Olmak Üzere) İse Kağıtlara Sarılarak Laboratuara Yollanmalıdır.

Yaz Aylarında Ve Sonbaharda 10-20 Kovanın Orta Çerçeveleri Üzerinde Bulunan Arılardan 100-200 Kadar Canlı Erişkin Arı,Arıcı Fırçası İle Plastik Veya Cam Benzeri Uygun Bir Kavanoza Konularak Ve Laboratuara Gönderilmelidir.